bilimkurgunun altın yumurtlayan tavuğu. üzerine ekler çıkartır her zaman daha başka ama yine orijinal bir konsepte ulaşırsın çünkü.
böyle bir şeyin olduğu animeler:
(bkz:sankarea)
(bkz:kore wa zombie desu ka)
"biraz geç doğarak iyi yırtmışız" dedirten soru
sözlüğe girer girmez pinpoint bir yüzde (%64) vererek bende "sugeeee (*_*)" hissi uyandırmış bir otta.
konuşurken falan yüzde vermek hoş hareket bence. :/
konuşurken falan yüzde vermek hoş hareket bence. :/
animesini izlemediğim, sadece mangasını okuduğum şaheser kurgu. her türlü feci sarıyor.
bir eserin bir hayranı/takipçisi tarafından yeniden kurgulama ile yazılan başka bir eser. yan hikâye tarzında olabileceği gibi, aynı karakterler çok farklı durumda da karşımıza çıkabilir
japonların yardım çağrısı
sıkıcı yaz günlerime neşe getiren seri. 12 bölümlük bir sezondan ibaret. ikinci bölümünü yeni bitirdim. bahsedildiği gibi, gintama ile alıştığımız ve özlediğimiz mizah anlayışı çok hoş. seri, geleneksel bir festivalden aldığı ismi ile paralel olarak kız çocuklarını konu ediniyor ama bu kızlar süper güçleri ile yakuza aleminin içinden geçiyor. çokça "aittağğğ" diye inleyerek yeri öpen yakuza görüyoruz bu nedenle. ana karakter abimizin kişisel gelişimini de takdir ederek izleyeceksiniz. boyblue approves.
bunu yapan program da geliştiricileri de göstermiştir ki, artık teknoloji falan korkulması gereken bir şey. olasılıklara baksana?!
tasarımlar da fecidir, cosplayi en çok tercih edilen, ve yapması en zor karakterlerdendir.
tasarımlar da fecidir, cosplayi en çok tercih edilen, ve yapması en zor karakterlerdendir.
şahane komik manga. dansai joshi ve denkigai no honya san'ın yazarının elinden çıkan bu manga, ortaokulda yalnız takıldıktan sonra liseye popüler olma hedefi ile giren raidou bilmemne-kun'un (gerçekten ilk ismine rastlayamadım elemanın henüz) yan sırasında oturan küçük, sessiz ancak ilginç bir kız olan aharen reina'yı keşfetmesi ile başlıyor. kendisi ile iletişime geçtiği anda aharen-san'ın bir anda kişisel alanını işgal etmeye başlaması ile şaşkına dönen raidou, insanlarla arasındaki mesafeyi bir türlü ayarlayamadığı için yalnız kalan aharen ile kısa kısa komedi içeren maceralar yaşıyor. sosyal açıdan facia durumdaki bu ikiliyi çok tatlı buldum şahsen ^^
yüzlerce sayfasını kısa sürede sıkılmadan okuyabildiğim, romantimzi tatlı komedisi bol bir 4-koma serisi. nakano ayako, insanların düşüncelerini okuyabilen psişik bir karakter ve manga ise kendisinin lise hayatının son yılında toda hayato ile karşılaştıktan sonraki akıl okumalar ve buna rağmen oluşabilen yanlış anlaşılmalarla dolu anılarını konu alıyor. içine kapanık bir tip olan ayako'nun okulun en popüler elemanı hayato'nun aklını okuması ile gördüğü şeyler keyfini kaçırsa da toda'nın gardiyanı rolünü üstlenen azusa manami'nin araya girmesi ile işler karışıyor, ayako telepatik gücünün arkasındaki sırları öğreniyor ve toda'nın düşüncelerinin arkasında neler olduğu açığa çıkıyor. mangada hangi panellerin renkli olduğuna dikkat edilmesini tavsiye ediyorum, toda'nın yersiz fantezileri ile hikaye bir miktar amacından sapsa da telepati ve düşünceleri okuma temasının arkasından insanları anlamak konusunda önemli dersler de çıkıyor.
source versiyonu efsane olmuş fps oyun. source fizik motoru oyunun dinamiklerini çok olumlu etkilemiş. bu aralar global offensive versiyonu güncel fakat battlefield 3 ve cod mw3 gibi oyunların gölgesinde kaldı.
zirvede bıraktım ben bu oyunu.
oyun literatürüne adını altın harflerle yazdırmış, şu kavramları bize hediye etmiştir:
(bkz:headshot)
(bkz:bomba atıyorum)
(bkz:rush)
(bkz:pıçah pıçağa)
(bkz:arkacı)
(bkz:bıçak yiyen kantırcı)
(bkz:cs_assault) ve bonus'u: (bkz:cs_assaulttaki gıcırdayan arka kapı)
(bkz:de_dust) ve de (bkz:de_dust2)
unutulmaz.
zirvede bıraktım ben bu oyunu.
oyun literatürüne adını altın harflerle yazdırmış, şu kavramları bize hediye etmiştir:
(bkz:headshot)
(bkz:bomba atıyorum)
(bkz:rush)
(bkz:pıçah pıçağa)
(bkz:arkacı)
(bkz:bıçak yiyen kantırcı)
(bkz:cs_assault) ve bonus'u: (bkz:cs_assaulttaki gıcırdayan arka kapı)
(bkz:de_dust) ve de (bkz:de_dust2)
unutulmaz.
sevdiğim bir anime. türü benim ilgimi en çok çekendir o kadar diyeyim. ilaç gibi gelmiştir
"bu sıcak yaz günlerinde izlenebilecek serilerden birisidir" diyerek başlığını upladığım seri. senaryosunun genel yapısı ile bir elfen lied reankarnasyonu olduğu doğrudur fakat yine de kendine özgü birçok öge taşıyor.
anahtar kelimeler: uzaylılar, gözlemevi, elfen lied, 100 gr kadar da harem. çok da göze sokmuyorlar o kısmını diye hatırlıyorum. ama harness'ların arkasındaki gizem perdesi aralandıktan sonra soluksuz izliyorsunuz.
anahtar kelimeler: uzaylılar, gözlemevi, elfen lied, 100 gr kadar da harem. çok da göze sokmuyorlar o kısmını diye hatırlıyorum. ama harness'ların arkasındaki gizem perdesi aralandıktan sonra soluksuz izliyorsunuz.
dilimize "son cinsiyet bükücü" şeklinde çevrilebilecek bu terim, anime dünyasında popüler bir akımdır. erkek olduğu bilinen bir karakterin kadın versiyonunu çizmek, cosplayini yapmak vs. genderbending'dir, bir kadın karakterin erkek versiyonunu kurgulamak da ha keza öyle. bazı animeler ve mangalar ise erkek olmasına rağmen kadın gibi giyinen ve kadın olmasına rağmen erkek gibi giyinen karakterleri direkt olarak konu alabilir. bazı mangalar bu durumun toplumsal ve psikolojik taraflarını irdelerken bazı mangalar için bu durum sadece bir komedi aracıdır.
bu tür mangalara örnek olarak şunları verebilirim: prunus girl, hatsukoi zombie, cheerful amnesia
bu tür mangalara örnek olarak şunları verebilirim: prunus girl, hatsukoi zombie, cheerful amnesia
baka to test to shoukanjuu animesinde 2-a sınıfında bulunan üst düzey zeki ama yuuji sakamoto'ya olan aşkı nedeniyle bir o kadar deli bir karakterdir.
gördüğüm en efsane yanderedir. neden? yandere = psikopat klişesini yıktığından dolayı. yandereler düz psikopatlar değillerdir, yandereler aşık psikopatlardır*
shouko, yuuji'yi bir başka kıza bakarken yakaladığı zaman gözlerini oyar ama aynı gözleri kendisi sargılar da. kızın yuuji'ye olan aşkını ekranın bu tarafından hissedebilmek mümkün. yandere dediğin böyle olur.
bu arada kendisi okulunda deha seviyesinde başarılı olsa da teknoloji ile arası hiç iyi değildir, dokunduğu her elektronik aleti bozacak seviyede hem de. bu yönü de ayrı bir tatlı.
gördüğüm en efsane yanderedir. neden? yandere = psikopat klişesini yıktığından dolayı. yandereler düz psikopatlar değillerdir, yandereler aşık psikopatlardır*
shouko, yuuji'yi bir başka kıza bakarken yakaladığı zaman gözlerini oyar ama aynı gözleri kendisi sargılar da. kızın yuuji'ye olan aşkını ekranın bu tarafından hissedebilmek mümkün. yandere dediğin böyle olur.
bu arada kendisi okulunda deha seviyesinde başarılı olsa da teknoloji ile arası hiç iyi değildir, dokunduğu her elektronik aleti bozacak seviyede hem de. bu yönü de ayrı bir tatlı.
son zamanlarda okuduğum güzel mangalardan. esas oğlanımız, erkek lisesindeki üç yıllık sap yaşamının ardından üniversiteye girer ve ilk iş olarak bir sevgili yapmayı kafasına koyar. üniversitede ilk gördüğü kız, o okuldan yeni mezun olmuş bir kadındır fakat elemanın ilk fark ettiği şey, senpai'sinin kendisinden birkaç lig üstte oluşudur. yine de hedefinden vazgeçmeyen saf oğlanımız, senpai'sine çeşitli şekillerde caka satmaya çalışır fakat ergenlere yönelik ilişki taktiği içeren dergilerden okuyarak uygulamaya koyduğu planları türlü şekilde geri teper. hikayenin gerisi çok daha ciddi seyrediyor bu arada.
bence ana karakterleri itibarıyla özgün bir senaryoyu işliyor ve bu nedenle okumaya değer. genellikle yaşıtların aşklarını işleyen senaryolara sıkla rastlanıyor ya da gerçek hayatta sorun çıkaracak ilişkiler pembe dizilere özgü gerçekçi olmayan bir olay örgüsü ile aktarılıyor vesaire ama gerçekçi bir açıdan işlenen ve bir karakterin kendinden çok daha olgun bir karaktere -ve sorunlarına- karşı aciz hissettiği çok fazla hikaye görmedim şahsen. çizimleri de hiç fena değil bu arada. karakterlerin yüz ifadeleri vesaire oldukça güzel aktarıyor hikayeyi. boyblue seal of approval'ımı basarım, öneririm bu mangayı.
bence ana karakterleri itibarıyla özgün bir senaryoyu işliyor ve bu nedenle okumaya değer. genellikle yaşıtların aşklarını işleyen senaryolara sıkla rastlanıyor ya da gerçek hayatta sorun çıkaracak ilişkiler pembe dizilere özgü gerçekçi olmayan bir olay örgüsü ile aktarılıyor vesaire ama gerçekçi bir açıdan işlenen ve bir karakterin kendinden çok daha olgun bir karaktere -ve sorunlarına- karşı aciz hissettiği çok fazla hikaye görmedim şahsen. çizimleri de hiç fena değil bu arada. karakterlerin yüz ifadeleri vesaire oldukça güzel aktarıyor hikayeyi. boyblue seal of approval'ımı basarım, öneririm bu mangayı.
noragami'de birden fazla tanrıya birden hizmet ettiği için çok fazla ismi aynı anda üzerinde taşıyan ve bu nedenle vebalı muamelesi yiyen bir shinki olup animede boy gösterdiği ilk bölümde kollarını sıyırarak üzerindeki her bir farklı ismi gösterirken beni gerçekten korkutmayı başaran bir karakterdi. oyuncu tavrı ile de sinir eder ama günün sonunda yato'nun geçmişini suratına vurur. tehlikelidir bayağı.
yabani sıfatını gerçekten kendisine çok yakıştırdığım bir karakter. yine de belayı peşine takma yeteneği ve şahane bir sesi vardır, öyle ki kendisinin koro klübü odasından yükselen sesi bir okul efsanesidir. wakamatsu'yu her ne kadar seviyor olsa da aptal kouhai'si bunu anlayamayacak türden saf ve iyi birisidir ve kendisi de sevdiği er kişisine olan ilgisini yine sinir bozarak gösterir. wakamatsu gibi sabır taşı bir çocuğa denk gelmesi tam yerinde olmuştur. sonradan mangada görülmüştür ki abisi de ağırbaşlı imajına rağmen kendisi kadar aklı beş karış havada birisidir.
animesi bittikten sonra yıllardır 4 koma türündeki mangasını takip etmeye devam ettim ve kalitesini hiç bozmadı. durum komedisi dalında bir altın madenidir, geniş karakter kadrosu içerisinde kim kime denk gelirse gelsin ultra komik bir diyalog yaşanması kaçınılmazdır. nozaki'nin mangasını daha da ilgi çekici kılmak için yaptığı her bir hamle ekibin daha da komik olaylar dizisine girmesini sağlıyor. sanırım yazdığım her bir cümlede elli ayrı övgü olmaya devam edecek, okumanızı tavsiye ediyorum